Abstract

Kuşaklar sosyolojisi, sosyolojinin görece yeni çalışma alanlarından biri olup, gelişmekte olan bir literatüre sahiptir. Uzunca bir süre farklı disiplinlerin gölgesinde kalmış olan kuşak sorunu, tarih felsefesi, zaman sosyolojisi ve toplumsal değişme gibi makro bağlamlar içinde incelenmiştir. Kuşak sorununa dair en kapsamlı teorik katkı, Alman sosyolog Karl Mannheim tarafından bilgi sosyolojisinin özgün bir inceleme alanı olarak ortaya koyulmuştur. Kuşakları tarihsel süreçte içsel olarak deneyimlenen kolektif bilincin oluşturduğu toplumsal konumlar olarak nitelendiren Mannheim, teorisini yine tarihsel kanıtlarla ortaya koymaya çalışmıştır. Ancak kuşak sorununun ampirik olarak incelenmesi, Mannheim’den sonra kuşaklar sosyolojisine katkı veren diğer yazarların çalışmaları çerçevesinde mümkün olmuştur. Bu yazarlar arasında Jane Pilcher’in çalışması, Mannheim’in tarihsel kuşak okumasına metodolojik tadilatlar gerçekleştirmiştir. Pilcher, Mannheim’in teorisinden hareketle, kuşakları ampirik olarak incelemenin imkanlarını tartışmış, bu bakımdan kuşaklar sosyolojisini ayakları yere basan bir çalışma alanı haline getirmeye yönelik önemli açılımlar getirmiştir. Bu çalışmada Mannheim’in kuşaklar sosyolojisi, Pilcher’in getirdiği yenilikler çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu hedefle öncelikle Mannheim’in teorisinin ana hatları ortaya koyulacak, ardından Mannheim’den sonra kuşaklar sosyolojisine katkı sunan yazarların çalışmalarına değinilecektir. Son olarak Pilcher’in kuşaklar sosyolojisine katkıları, metodolojik sosyal kuşak kavramı çerçevesinde tartışılacaktır.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call