Abstract

Çalışmanın konusunu hem ulusal hem de uluslararası seviyede hızla artan şehir nüfusu ve şehirleşme ile ortaya çıkan yeni güvenlik risk ve tehditleri karşısında gelişen yeni yaklaşımlardan “şehir jeopolitiği” kavramı oluşturmaktadır. Bu çalışmanın önemi; güvenliğin genişlemesi olarak adlandırılan günümüzdeki güvenlik konularının çeşitlenmesi, güvenliğin derinleşmesi olarak adlandırılan artık bir bireyin bile küresel etki yaratabileceği aktör sayısının artması ile ortaya çıkabilecek risk ve tehditler karşısındaki yeni yaklaşım ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Çalışma, şehir nüfusunun ve şehirlerin kapsadığı alanın artması sonucu; savaş, terör ve şiddet eylemleri gibi insan güvenliği konularının merkezinde yer alan şehirlerdeki yapısal şiddete yol açan problemlerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi için “şehir jeopolitiği” yaklaşımını kullanmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmanın kuramsal çerçevesini; mevcut kuvvet-zaman-mekân ilişkisi bağlamında gelişen jeopolitik yaklaşım karşısında yeni ortaya çıkan güvenlik sorunlarıyla mücadelede alternatifler ve stratejik yaklaşımlar getiren eleştirel jeopolitik oluşturmaktadır. Çalışmanın bulguları; şehir jeopolitiğinin, şehirde güvenliğinin korunması ve sağlanması ile beraber şehrin her bakımdan yaşanabilir olmasında, ilgili aktörleri ve sorumluluk alanlarını net bir şekilde tanımlamak ve bu aktörler arasında iş birliği bilincini geliştirecek ortak dil yaratmak için araç olarak kullandığını belirtmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call