Abstract

Kıbrıs Adası tarihin farklı dönemlerinde farklı dinlere ev sahipliği yapmıştır. Geçtiğimiz yüzyılda ada, yoğun ve çatışmalı bir dönem geçirmiş, adada yaşayan dinler de bu çatışmalardan etkilenmiştir. 1878 yılında Kıbrıs’ın idaresi Osmanlı tarafından İngilizlere bırakılmış, İngilizler 1914 yılında adayı tek taraflı ilhak etmiştir. 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşması ile resmen ilhakın tanınması, Kıbrıslı Rumlar ve Türkler için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden süreçte az sürede çok olayın yaşanmasına sahne olmuştur. Bu bağlamda Rumlar, adanın Yunanistan’a bağlanması gerektiği tezini hem millî hem de dinî bir ülkü olarak benimserken Türkler, adanın gerçek sahibi Osmanlı’ya (dolaylı olarak Türkiye’ye) iade edilmesi, taksim (adanın iki kısma ayrılması) ya da federasyon tezlerini millî düşüncelerle benimsemişlerdir. Rumların ön plana çıkardığı dinî düşünceler ise Türklerde dönemin şartları içerisinde geri planda kalmıştır. Bu yıllar içerisinde daha önce din uğruna yapılan savaşlar millî mücadele, vatan müdafaası ve var olma mücadelesi formatına dönüşmüştür. Osmanlı döneminde sadece müslim-gayri müslim anlayışı varken İngiliz idaresi döneminde İngiliz ve Rumların baskıları neticesinde yeni bir kimlik arayışına giren Kıbrıslı Türkler, 1923’ten itibaren İslami kimlikten ziyade anavatan özlemi ve varoluş mücadelesi içerisinde Türkçü-Milliyetçi bir kimliğe bürünmüştür. Ancak Kıbrıslı Türklerin İslami kimlikleri arka planda da olsa hep var olagelmiştir. Kıbrıs’ın siyasi, sosyal, ekonomik tarihi her yönüyle incelenirken dinî tarihinin göz ardı edilmemesi büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada Kıbrıslı Türklerin ilgili dönemlerdeki durumuna kendisini mukaddesatçı Türk olarak tanımlayan Hizber Hikmetağalar’ın İslamcı Dergilerdeki yazıları özelinde bakılacaktır. Hikmetağalar yazılarında özellikle millî varoluş mücadelesi veren Kıbrıslı Türklerin çarpık laiklik anlayışlarına vurgu yapmıştır. Hikmetağalar İslamcı Dergilerdeki yazılarında Kıbrıs’ta varoluş mücadelesi veren Türklerin, Türklük davası kadar İslam davasına da sahip çıkmaları gerektiğini sık sık vurgulamıştır. Hikmetağalar’ın, Kıbrıs müftüsü Dânâ Efendi, Kıbrıs’ta dinî durum, Türklük ve İslam çatışması, Hala Sultan ve Evkaf gibi özellikle Türkiye’yi haberdar etmeyi amaçladığı yazıları dikkat çekmektedir. Makalelerini gönderdiği dergilerin tipolojilerine bakıldığında, bunların mukaddesatçı, Müslümanların sıkıntılarını konu eden, dış politika ile ilgilenen aynı zamanda Türkçü-İslamcı özellikler sergileyen yayınlar olduğu görülmektedir. Türkiye’de yayımlanan ve dış politika ile ilgili olan İslamcı Dergilerde yazılar yazan Hizber Hikmetağalar’ın bu yazılarına kendisi hakkında bilgi veren hiçbir kaynak değinmemiştir. Hizber Hikmetağalar’ın yazdığı şiir kitapları, sivil toplum kuruluşlarında aldığı görevler, gazete ve dergilerde yayımlanan yazıları ile özellikle Lefkoşa ile ilgili kitapları bilinmekle birlikte İslamcı Dergilerdeki yazıları ve bu yazıların içerikleri ile ilgili hiçbir kaynakta bilgi yoktur. Çalışma Hikmetağalar’ın İslamcı Dergilerdeki yazılarını ele alması ve bu yazıların içerikleri ile ilgili bilgiler vermesi bakımından önem arz etmektedir. Bu yönüyle Kıbrıs’ın dinî tarihine ve özellikle İslam mücadelesi veren Kıbrıslıların bilinmesine katkı sağlayacaktır. Çalışmanın İslamcı Dergilerde bulunan Kıbrıslı yazarların tespit edilmesi, İslamcı Dergilerdeki dış politika bağlantılı Kıbrıs yazıları ile Dinler Tarihi çalışmalarının tespiti konusunda ufuk açıcı olması hedeflenmektedir. Çalışma Hizber Hikmetağalar’ın İslamcı Dergiler Projesi (İDP) kataloğunda ulaşılabilen yazıları ile sınırlıdır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call