Abstract

Stoa felsefesi Helenistik çağın en önemli felsefi öğretisi olarak ortaya çıkmıştır. Kurucusu olan Kıbrıslı Zenon, İlk Çağ felsefesinin en önemli filozofları olan Sokrates ve Platon’un düşüncelerinden, aynı zamanda kynik görüşten etkilenerek 4. yüzyılın sonlarına doğru Atina’da “Stoa poikile” okulunu açmıştır. Üç büyük döneme ayrılan okul, asıl gelişimini Roma İmparatorluğu’nun hakim felsefesi olarak sağlamıştır. Stoa öğretileri, insanın bağımsızlığı, doğaya uygun yaşama ana düşünceleri etrafında mutluluğa erişmek, içgüdü, tutkular, erdem, erek, iyilik ve kötülük üzerinde temellenmiştir. Öyle ki insan doğaya ters düştüğünde yaşamının kontrolünü tutkulara, korkulara, erdemsizliğe bırakmış olur. Bu öğretiler ekseninde ortaya çıkan çalışmada, Roger Michell’in Changing Lanes (2002) filminin Stoacı perspektiften nasıl anlamlandırıldığını bulgulamak amaçlanmaktadır. Film, duygu ve rasyonel düşünce arasındaki çatışma, mutlu hayata ulaşmada tutkuların engelleyiciliği, insanın doğa ile uyumlu yaşamaya olan yatkınlığı gibi Stoa akımının önde gelen öğretileriyle değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel savını Stoa felsefesinin yüzyıllar sonra bile mutluluğun kapısını aralayan bir düşünme pratiği olarak kullanılabileceği oluşturmaktadır. Çalışmada ele alınan film, Stoa felsefesi kavramları çerçevesinde niteliksel analiz yöntemine tabi tutulmuştur. Bu doğrultuda filmin sonunda karakterlerin “apatheia”ya ulaşarak mutluluğuna engel olabilecek şeyleri alt etmesi, öğretilerin filmde yeniden üretimini ortaya koymuştur. Bu yönüyle çalışma, sinemanın felsefi metinlerden yararlanma eğilimini açığa çıkarması açısından önemlidir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call