Abstract

Halk sağlığının ana kavramlarından biri olan “korumak tedaviden hem üstün hem de ucuzdur” ilkesi, Koronavirüs (COVİD-19) sonrası yeni dünya sağlık politikaları açısından adından sıkça söz ettirecektir. Zira devletlerin ülke sağlık politikalarında koruyucu önlem politikalarını yerine getirmemiş olmaları, COVİD-19 sonrası Avrupa örneğinde olduğu gibi ilk 3 haftada yüksek yıkıcı sonuçlara yol açmıştır (sağlık personelinin maskeye-koruyucu malzemelere ulaşamaması, sağlıklı bireylerin yeterli maskeye ulaşamamış olmaları, hastaların yeterli sağlık hizmetlerini bulamaması). Koruyucu önlemlere yönelik tedbirlerin alınmamış olması tek başına tedavi edici sağlık hizmetlerinin, COVİD-19 gibi şiddetli-yıkıcı-yayılmacı salgın hastalıklar anında işe yaramayacağını ortaya koymaktadır. Zira salgının ilk dalgasında görüldü ki kişisel koruyucu önlemlere sahip olmayan dünya nüfusu, kısa süre içerisinde semptomatik veya presemptomatik olarak hastalığa sahip olma ve hastalığı yayma konusunda ilki hayvandan insana geçme durumundan daha sonra başlı başına tamamen hastalığın konakçısı oluverdiler. COVİD-19’ un gelecek yüzyılda alışılagelmiş koruyucu önlemlerin (kişisel ve çevresel) önemini daha fazla genişleteceği aşikardır. Bu durum bundan sonra insan yoğunluğunun fazla bulunduğu yerlerde maske kullanımının normal kabul edileceği, taşınabilir el dezenfektanlarının kullanılacağı, daha önce alışılagelen sabun ile ellerin sık sık yıkanması kişisel koruma önlemleri vb. pek çok örneklerin çok güçlü davranış değişikliklerine yol açacağını ortaya koymaktadır. Hükümetlerin COVİD-19 sonrası koruyucu sağlık önlemleri konusunda politika değişikliğine giderek, ilkokullardan başlayarak tüm nüfusu etkisi altına alacak kalıcı tedbirleri almaları gerekmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call