Abstract

COVID – 19 pandemisi, siyaseti ve toplumu etkileyen her alanda küresel çapta bir dönüşüme sebep olmuştur. Pandeminin ilk aylarında, gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın pek çok devlet, sağlık alanında artan ekipman ihtiyacını karşılamak maksadıyla söz konusu ekipmanları üreten ülkelerle diplomatik temas kurma çabasına girmiştir. Kamu diplomasisi ve ulus markalama arasındaki ilişkiye odaklanan bu çalışma, Çin ve Türkiye’nin COVID-19 pandemisi dönemindeki kamu diplomasisi politikalarını ve hususiyetle maske diplomasisi faaliyetlerini, bunların ulus marka algılarında ve imajlarında oluşturduğu etkilere de bakarak, karşılaştırmalı olarak incelemektedir. İki ülkenin maske diplomasisi faaliyetlerine yerel ve küresel düzeyde olumlu dönüşler olsa da, incelenen dönemde ilgili endekslerde ülke sıralamalarının benzer şekilde etkilenmediği görülmektedir. Virüsün çıkış yeri olması nedeniyle imajı zedelenmesine rağmen Çin’in Brand Finance Ulus Marka Endeksi’ndeki yerini muhafaza ettiği, hatta Anholt-Ipsos Ulus Marka Endeksi’ne göre sıralamasını yükselttiği, Türkiye’nin ise yoğun faaliyetlerine rağmen sıralamadaki yerinin gerilediği görülmektedir. Çalışma, kısa vadeli kamu diplomasisi faaliyetlerinin siyasi ve ekonomik meselelerden bağımsız olmadığını ve ulus markalama kavramının içini doldurmada yetersiz kaldığını iddia etmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call