Abstract

Başlanan Ramazan orucunun bir mazeret bulunmaksızın bozulması haramdır ve böyle orucu bozan kişi günahkâr olur. Bu durumda oruç bozan kişinin günahtan kurtulabilmesi için keffâret meşru kılınmıştır. Hanefî ve Mâlikîlere göre bilerek ve isteyerek, bir mazeret bulunmaksızın herhangi bir şeyle; Şâfiî ve Hanbelîlere göre ise cinsel ilişkiyle Ramazan orucunun bozulması durumunda, orucu bozan kişi keffâretle yükümlü olur. Keffâret, Hanefîlere göre ceza yönü ağır basan bir müeyyide iken, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî fıkhında hem ceza olduğuna hem de telafi için meşru kılındığına dair görüşler bulunmaktadır. İslâm bilginlerinin büyük çoğunluğuna göre keffâret vacip iken, çok az da olsa, oruç bozmaktan dolayı keffâret gerekmediğini savunan bilginler de bulunmaktadır. Oruç keffâreti, bozulan orucun günahını telafi etmek üzere meşru kılınan mendup bir ibadet olup, yapılması zorunlu bir ceza değildir. Çünkü hüküm koyma yetkisi, son tahlilde Yüce Allah’a ait olup, peygamberin bir farzı/vacibi kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in (s.a.s) bedeviye hurmayı ailesiyle birlikte yemesine izin vermesi, keffâret ile ilgili emrin bağlayıcı olmadığını göstermektedir. Diğer taraftan, keffâret mükellefin kendi fiili olması ve pek çok dünyevi ve uhrevi faydaları barındırması sebebiyle oruç keffâretini ceza olarak kabul etmek de uygun değildir. Aksine keffâret, orucu bozmaktan kaynaklanan günahı telafi etmek için verilen bir fırsat ve ikramdır.

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.