Abstract

İslam dini özü itibariyle insan hayatının yalnızca iman ve ibadet boyutunu değil, sosyal ilişkilerin bulunduğu her alanı tanzim eden ve bunu ahlakla temellendiren bir dindir. İslam dininin bu ilkelerinin insanlık tarihi ile başladığını göz önüne aldığımızda söz konusu nizamın insanın bulunduğu her ortamı etkilediği düşünülebilir. Çalışmamızda değerlendirmeye tabi tuttuğumuz bu alanların başında ise; spor ve sportif faaliyetler gelmektedir. Nitekim sporun ve İslam dinin inşa etmek istediği insani özellikler ortaktır. Bilhassa günümüz spor branşlarında yaygın olarak kullanılan fairplay, liderlik, takım çalışması, saygı ve ahlak gibi kavramların varlığı, sporun yalnızca fiziksel becerilerin geliştirilmesi ya da rekabet ortamının oluşturulmasından ziyade ahlaki değerlerin öncelendiği bir platform olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte karakter gelişimine de katkı sağlayan sportif faaliyetler, kişilerin zorluklarla başa çıkmalarına, sabırlı olmalarına ve en önemlisi öz disipline sahip olmalarına zemin hazırlamaktadır. Bu yönüyle İslam’ın sosyal ilişkilerde hedeflediği insan profilini yansıtmaktadır. Bu çalışmamızda ise, Hz. Peygamber dönemindeki sportif faaliyetlerin önemi ve günümüz dünyasına yansımaları ele alınacaktır. Mezkûr konuyla ilgili literatürümüzde var olan çalışmalardan farklı olarak, Resulullah’ın (s.a.v.) bizzat kendisinin yaptığı yahut teşvik ettiği spor branşları ile ilgili rivayetlerin interdisipliner olarak spor bilimleri alanının uzmanlarıyla değerlendirilmesi ve günümüz spor dünyasındaki yeri üzerinde durulacaktır. Siyer, İslam tarihi ve spor bilimlerinin ortak alanını ilgilendiren bu konuya tek bir veçheden değil, interdisipliner olarak farklı bakış açıların bir araya getirilerek günümüz spor dünyasının sorunlarına uygunluğunun sağlanması hedeflenmektedir. Bu yönüyle interdisipliner çalışmalar yeni teorilerin geliştirilmesine ve bilimsel ilerlemenin hızına doğrudan katkı sağlayabileceği kanaatindeyiz. Çalışmamız, İslam tarihindeki sportif faaliyetleri, o dönemin kültürel ve sosyal bağlamı içerisinde değerlendireceğinden dolayı sporun toplumdaki işlevinin kavranmasına özellikle de İslam tarihi ve spor eğilimlerine yani İslam dünyasında sporun tarihsel gelişimine katkıda bulunabilir. Çünkü bu tür çalışmalar İslam tarihinde sporun sosyal ve kültürel bir araç olarak nasıl kullanıldığını ve tarihsel perspektiflerin spor bilimlerine nasıl katkı sağlayabileceğini ortaya koymaktadır. İslam tarihi ve spor bilimleri arasındaki interdisipliner çalışmalar hem tarih hem de spor bilimi alanlarını zenginleştirebilir. Aynı zamanda İslam dünyasındaki sporun geçmişini ve günümüzdeki etkisini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Bununla birlikte sporun kültürel, sosyal ve sağlıkla ilgili yönlerini daha geniş bir perspektiften değerlendirmemize olanak tanıyabilir. Çünkü İslam gerek fiziksel sağlığın korunması gerekse kişinin yaşamında daha mu’tedil ve ölçülü davranışlara sahip olması için spor ile daima etkileşim içerisinde olmuştur. Nitekim Hz. Peygamber’in devamlı beden sağlığının korunmasına teşvik ettiği bilinmektedir. İslam tarihi boyunca sporun savaş eğitimi açısından da büyük önemi olduğu malumdur. Çünkü spor, başta yüzme, atletizm, okçuluk, kılıç kullanma, binicilik ve atlama gibi savaş becerilerinin geliştirilmesinin bir yolu olarak görülmekteydi. Ayrıca spor, takım halinde birlik, beraberlik ve dayanışmaya önem vermesi hasebiyle dini yönden cemaat bilincinin güçlenmesine de katkı sağlamaktaydı. Ancak bu çalışmamızda ele alacağımız Hz. Peygamber dönemindeki sporun türleri ve uygulama biçimleri ile günümüz spor dünyasındaki branşlar arasında kültürel ve bölgesel anlamda farklılığın olabileceğini ifade etmemiz gerekir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call