Abstract

Başlangıcı Rönesans dönemine kadar uzansa da gündelik hayatın resmedilmesi, resim sanatında 17. yüzyılda
 Hollanda resmi ile gelişmeye başlayan bir olgudur. Zaman içinde sadece bir resim türü olarak anılmanın ötesinde
 20. yüzyılda resmedildiği toplumu kavrayabilmenin önemli aracılarından biri haline gelecektir. Türk resminde
 söz konusu sahnelerin betimlenmesi Tanzimat sonrası gelişen edebi eserlerle başlar, tuval resmine aktarılması
 ise II. Meşrutiyet döneminde gerçekleşir. Bu bağlamda 1914 Kuşağı ressamları arasında yer alan Mehmed
 Ruhi Bey (Arel)’in çalışmaları Türk resminde ayrı bir öneme sahiptir. Mehmed Ruhi Bey; Klasizme dayanan,
 güzelliğin, asaletin, denge ve idealleştirme olgusunun vurgulandığı akademik bir eğitim alır. Ancak içerisinde
 bulunduğu kuşağın aldığı eğitimden farklı bir üslupta çalışır. Akademizmin verdiği idealleştirme vurgusundan
 uzaklaşır ve toplumcu gerçekçi bir tavrı benimser. Resimlerinde toplumun içinden figürleri ve yaşamlarını tüm
 gerçekliği ile ele alır. Sanatçının çalışmaları, resmedildiği dönemin sosyoekonomik profilini yansıtan belgesel
 nitelikler taşırken aynı zamanda kendisini de kuşağı içerisinde farklı bir yere taşır.
 Bu makale bilimsel verilere dayanan betimsel modelli nitel bir araştırmadır. Makalede dönemi için yeni
 sayılacak konuları betimleyerek Türk resminin öncü sanatçıları arasında yer alan Mehmed Ruhi’nin sanat
 yaşamının üzerinde durularak dönemi içerisinde bir değerlendirmesi yapılmıştır. Söz konusu çalışmada
 amaçlanan, Mehmed Ruhi’nin üslubu ve çalışmaları göz önüne alınarak, akademik bir eğitim alan sanatçının
 Realizmi neden benimsediği, neden çağdaşlarından farklı bir yol izlemiş olduğu sorularına cevap aramaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call