Abstract

Türkiye’de toplumsal yapı erkek egemen değerlere göre biçimlenmiştir. Aileden başlayarak bütün kurumsal işleyiş ve düzenlemeler kadınları erkeklere göre daha aciz ve pasif gören davranış ve ilişki modelleri ortaya koymakta, erkek olmayı üstün ve ayrıcalıklı bir varoluş biçimi olarak benimsemektedir. Dini otoriteler ve söylemler de genellikle bu düzeni devam ettirmekte, çoğu yerde kadınları ikincil olmaya şartlandıran prensip ve kuralları onaylayarak pekiştirmektedir. Ortaya koydukları hükümlerin bağlayıcılığı itibariyle dinlerin bu hiyerarşik cinsiyet ayrımını normalleştirmesi, bunun kadınlar aleyhine yarattığı hak ihlalleri ve şiddetin olağanlaşmasında onların da payı olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada özellikle cinsiyet ayrımını devam ettirme konusundaki yaygınlığı itibariyle halk dindarlığında önemli bir kurucu olan din görevlilerinin erkeklik anlayışı konu edilmektedir. Bu amaçla Diyarbakır merkez camilerinde imamlık yapmakta olan veya bu görevden emekli olmuş 30 imamla yüz yüze görüşmeler yapılmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call