Abstract

Antik dönem sanatında çok sevilen Eros, yetişkin rollerini oynayan tombul oğlanlar veya kanatlı/kanatsız putti imgeler şeklinde, circus konulu tasvirlerde, dövüş, her türden av ve kovalamaca sahnelerinde, sarkofaj konteksinde cenaze sanatında, sıkıcı tarımsal faaliyetleri neşeli ve heyecan uyandıran aktivitelere dönüştüren yaramaz çocuklar olarak tasvir edilmişlerdir. Bu uygulamaların Bizans sanatında devam ettiği görülür. Kimi zaman bağ bozumu sahnelerinde, euchariste (ökariste) bağlamında ya da öteki dünya ile ilişkilendirilerek cennete giden yolda görev alarak kristolojik sembolizm dâhilinde kullanılmışlardır. Erken Hristiyanlık dönemi katakomp resimlerinden Ortaçağın sonuna kadarki çeşitli Bizans eserlerinde yer alan Cupid figürünün ikonografisi iki kavramı barındırır: Tanrı aşkı ve dünyevi aşk. Etimolojisi ile bir Hıristiyan adaptasyonu olarak karşımıza çıkar zira sevgi/aşk anlamına gelen eros kelimesinin -dini ya da profan kavramsal bir yer edinmesi küçük aşk tanrısını ikiye bölmemiş zaten geçmişte de aşkın her türlü yüzünü temsil etmesi ile kişilere yabancı bir figür değildir. Hıristiyan metinlere nüfuz eden Θείος Έρως (İlahi Eros) kavramını Tanrı ile insan arasındaki sevgiyi anlatmanın bir yöntemi olarak kullanır; öte yandan manastır pratikleri figüre simgesel yaklaşım göstermiş, zengin dini metin ve figüratif içeriği ile dini sanatta sıradışı uygulamalar ortaya koymuştur; seküler edebiyatta ise başlıca konusu aşk olan destan ve romanslar incelendiğinde ulaşılan belirgin özelliklere sahip bir eros tarifine rastlanmış, bu tarifin ortaya konan sanatsal üretimler ile örtüştüğü görülür. Bizans sanatının farklı dönemlerine tarihlenen metal, fildişi, mozaik, dokuma, elyazma resmi ya da fresko gibi farklı ürün gruplarına ait örneklere yansıyan tasvirler figürün kavramsal boyutlarını yansıtır. Ancak Aşk Tanrısı Cupid -ya da diğer isimleriyle Eros veya Amor- Helenistik ve Roma sanatında hiç kör temsil edilmemesine karşın, Bizans Sanatında sıra dışı bir körlük örneği gösterir. Bu araştırma yazısı, çok-tanrılı geçmişin hatırasını taşıyan bir figürün ağır başlı Bizans kültür ortamında, dinin tüm ağırlığına rağmen anlamını devam ettirmesi sürecinde üstlendiği kavramlar uyarınca ortaya konan sanatsal temsillerinin ikonografisi üzerine bir çalışmadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call