Abstract

Günümüzde birçok sosyolojik ve ekolojik problem devletin kendi kendine baş edebileceği boyutların ötesine taşınmıştır. Dolayısıyla bu problemlerin çözülmesinde şirketler ve sivil toplum kuruluşları ile geniş kesimlerin hep birlikte görev alması temin edilerek çeşitli teşebbüslerde bulunulması bir ihtiyaç halini almıştır. Bu sebeple işletmeler hem toplumsal hayata katkıda bulunmak hem de toplum karşısındaki saygınlıklarını sürdürmek ve güçlendirmek amacıyla Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) faaliyetlerine ağırlık vermektedirler. Günümüzde genel anlamda kurumlardan olduğu gibi işletmelerden de sosyal duyarlılık konularında inisiyatif alması beklenmektedir. Sanayi Devriminden itibaren ortaya çıkmaya başlayan ve Friedman tarafından doktrin haline getirilen, işletmelerin başlıca amaçlarının kârlarını en yükseğe çıkarmak olduğuna dair iddianın zemin oluşturduğu, yüksek kâr elde ederken aynı zamanda tüketiciyi de memnun etme anlayışı bir dönem baskın hale gelmiştir. Fakat, sonraki dönemde Carroll tarafından öne sürülen, işletmelerin optimum kâr elde etmeye çalışırken sadece tüketicilere karşı değil bütün paydaşlara karşı da sorumluluklarını göz önünde tutarak üretim ve hizmette bulunmaya çalışması gerektiği anlayışı işletmeler için KSS faaliyetlerini hem zorunluluk hem de sorumluluk haline getirmiştir. Derleme özelliğinde olan bu çalışmanın amacı, kavramsal ve tarihi açılardan KSS kavramını incelemek, faaliyet alanlarını vurgulamak, bu kavramın dünyadaki ve Türkiye’deki gelişim sürecini ele almaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call