Abstract

İslâm’a davet, Kur’an’ın nüzûlüyle başlamış, Mekke döneminde bütün engelleme ve baskılara rağmen süreç, kesintiye uğramaksızın devam etmiştir. Hicretle birlikte davet açısından yeni bir dönem başlamıştır. İslâm daveti, Medineli müşrik Araplar arasında hızla olumlu karşılık bulmuştur. Fakat bu davet, Medine’nin kadim sakinlerinden olan Yahudiler arasında aynı seviyede bir teveccühe mazhar olmamıştır. Medineli Yahudiler, davet karşısında yekpare bir yaklaşım sergilememişlerdir. Ön yargılarından ve mahalle baskısından kurtulanlar, beklenen son peygamberin Hz. Muhammed (s.a.s.) olduğuna muknî olup ihtida etmişlerdir. Bazıları ise dünyevî çıkarlarını korumak amacıyla ya da İslâm dinini içten çökertmek hedefiyle Müslüman kisvesine bürünmeyi tercih etmiştir. Bunların yanında Yahudilerin büyük çoğunluğu ise ahir zaman peygamberi ve vahiyle alakalı çeşitli bahaneler üreterek ya da bazı iddiaların arkasına sığınarak İslâm davetini reddetmiştir. Bu minvalde üretilen bahaneler ve ileri sürülen iddialar gerçeklikten kopuk olmanın yanı sıra bazıları çelişkilidir. Kur’an perspektifinden Medineli Yahudilerin İslâm davetine yönelik yaklaşımlarının kritik edilmesinin hedeflendiği bu çalışmada, doküman analizi metoduna başvurulmuştur.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call