Abstract

Bu çalışmada, Federico García Lorca’nın Yerma adlı eserindeki toplumsal baskı teması çeşitli yönleriyle incelenecektir. Bu bağlamda öncelikle XX. yüzyılın ilk yarısının öne çıkan isimlerinden şair ve dramaturg Lorca’dan ve onun tiyatrosundan bahsedilecek, ardından eserin konusuna değinilecektir. Lorca’nın ele aldığı insan tabiatının, törelerle örülü olan çelişkili ve meşakkatli ilişkileri toplumsal değerlerle birlikte irdelenecektir. Lorca’nın yaşamı ve tiyatro anlayışı eserlerini doğru yorumlamada oldukça etkili ögelerdir. Bunun en iyi örneklerinden biri de kuşkusuz Yerma adlı eserindeki başkişi ve dönemin mevcut toplumudur. Lorca, yaşadığı toplumu, eserlerinde vazgeçilmez bir unsur olarak merkeze koyar; yaşananları, bu merkezde özneleriyle beraber adeta bir fotoğraf albümüne çevirir ve toplumu derinine işler. Toplumsal baskıyı eserdeki karakterler aracılığıyla yansıtması; doğa sembollerinin, vurguladığı bu baskıyı yansıtırken üstlendikleri rolleri üzerinde durması, onun bireyi ve içinde yaşadığı toplumu ne denli derin analiz ettiğinin somut bir sonucudur. Diğer birçok tiyatro eserinde olduğu gibi yazar bu eserinde de bir kadın figürünü baş kişi olarak seçer ve onu dönemin mevcut toplumunun sorunlarının ve kaygılarının psikolojik ve sosyolojik, toplumsal ve bireysel bağlamında bir bütün içinde merkezde tutar. En büyük isteği anne olmak olan, ancak bu isteğini bir türlü gerçekleştiremeyen başkişi, eserin başlarında daha kaderine sığınmış ve umudunu koruyor iken, eserin sonlarına doğru sesini yükseltir, yazgısına baş kaldırır ve tüm zincirleri kırarak inandığı ne varsa al aşağı eder. Kocasını kendi elleriyle boğarak tek umudunu da yine kendisi yok eder.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call