Abstract

Kâri’a sûresi, Risalet’in başlangıç döneminde nazil olmuş, mevzu itibariyle diğer bazı Mekkî sûrelerde olduğu gibi kıyametin ne olduğu sorusuyla başlamış ve kıyamet sahnelerinin tasviri yapılmıştır. Bu sahnelerde kıyametin kopmasıyla oluşan şiddetli çarpmanın etkisiyle kâinatta oluşan değişim aktarılmıştır. Kıyametin dehşet veren korkusuyla insanların yaşadıkları panik halleri, hesaba çekilerek amellerine göre kavuşacakları nimetler veya uğrayacakları azap tasvir edilmiştir. Kur’an’da, kıyamet sahneleri çok canlı bir anlatımla adeta gözler önüne serilerek tasavvur ve hissedilebilir bir üslupla aktarılmıştır. Sûrede insanlara yönelik hem ümit veren hem de korku salan mesajlar sunulmuştur. Böylece insanlardaki mükellefiyet ve kulluk bilincine vurgu yapılmak suretiyle dünyada işledikleri amellerin ahirette mutlaka bir karşılığının olacağı bilincinin verilmesi hedeflendiği söylenebilir. Kıyamet sahneleri, Kur’an’ın farklı ayet ve sûrelerinde yer alırken, Kâri’a sûresinde veciz şekliyle geçtiği görülmektedir. Sûreyi ele alarak incelememiz bu sebebe matuftur. Kıyametin kopması ve sonraki ahvalin tasvir edildiği bu sahnelerde, tam bir uyum ve ahenk vardır. Bu durum sahnenin her bölümünde, kelimelerin musikisinde, ses tonu ile mana arasındaki insicamda, hisleri harekete geçirmede ve sunulduğu bağlamda bir bütünlük arz etmesinde kendini göstermektedir. Çalışmamızda, Kâri’a sûresinde ses tonu ve manasıyla ifade edilen kavramlar tahlil edilmiş, en çarpıcı ve canlı bir üslup ile anlatılan kıyamet sahneleri ele alınmıştır. Bunların, insanları imana ve marufa teşvik ederek inançsızlık ve münkerden sakındırmaya yönelik olduğu, sembolik birer anlatım olmadığı, ahirette gerçekte yaşanacak manzaralardan seçildiği anlaşılmış ve bu hususlar analiz edilerek işlenmiştir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call