Abstract

Tasarrufun iptali davası, cebri icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlunun alacaklıların haklarını ihlal eden tasarruflarına karşı alacaklıları koruma amacıyla İcra İflas Kanunu’nda ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir ve her iki kanun hükümleri birbiriyle paralellik göstermektedir. Anayasa Mahkemesi 2018 yılından bu yana önce İcra İflas Kanunu’nun 278. maddesinde yer alan ve “yakın akrabalar arasında yapılan tasarrufları aksi ispat edilemeyecek şekilde bağışlama kabul eden” düzenleme hakkında, ardından Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 28. maddesinde yer alan benzer düzenleme hakkında hak arama hürriyeti ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğu için iptal kararı vermiştir. Bununla birlikte İcra ve İflas Kanunu 279. maddedeki düzenlemeye ilişkin yüksek mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede kurtuluş kanıtı imkânı gerekçe gösterilerek hüküm Anayasaya aykırı bulunmamıştır. Dolayısıyla bu durumun, paralel düzenleme olan Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 29. maddesi için de geçerli olması beklenir ancak bu iki madde arasındaki farklılık halen mevcuttur. Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararları gerek kamu alacakları gerekse özel alacaklar için, borçlular bakımından savunma ve mülkiyet hakkını koruyucu niteliktedir. Ancak AATUHK md. 29 hükmünün de İcra İflas Kanunu’ndaki md. 279/2 ile benzer şekilde bir düzenleme yapılması gerekmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call