Abstract

Hızlı nüfus artışı ve toplumsal ihtiyaçların değişmesi doğal kaynaklara olan talebi artırarak çeşitli çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Taş ocakları doğal kaynaklardan biri olup, yapı malzemesi olarak kullanılan kum, çakıl, granit, andezit, bazalt, kalker ve mermer gibi taş ve benzeri minerallerin açık işletme yöntemiyle çıkarıldığı madenlerdir. Taş ocaklarının gerekli önlemler alınmadan işletilmesi doğanın temel unsurları olan toprak, hava ve su üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu olumsuz etkilerin en önemlisi de toz emisyonlarıdır. Kontrol altına alınmadıkları takdirde kabul edilebilir sınır değerlerin üzerine çıkarak hava kirliliğine neden olmaktadırlar. Ülkemizde çevreye kirletici etkisi olan faaliyet ve tesislerin çevrenin korunmasına yönelik tedbirler alarak faaliyetlerini devam etmeleri için bir takım yasal düzenlemeler getirilmiştir. Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği’de bu yasal düzenlemelerden birisidir. Çevre İzin Lisans Yönetmeliği’ne göre Maden Kanununun I. grup (a ve b), II. grup (kireçtaşı dahil), IV. grup, V. grup’larında yer alan madenlerin çıkartıldığı ve üretim kapasitesi 200 ton gün-1 ve üzeri olan ocaklar ile patlayıcı kullanılan madenler çevre iznine tabidir. Bu kapsamda olan taş ocakları, işletme aşamasında oluşan toz emisyonları için toz önleyici tedbirleri alarak Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen sınır değerleri sağlamak ve emisyon konulu çevre izni almakla yükümlüdür. Bu çalışmada; kapasitesi 192 ton saat-1 olan ve günde 8 saat çalışan bir bazalt ocağının atmosfere olan kirletici etkisini kontrol altında tutmak için emisyon konulu çevre izin süreci değerlendirilmiş ve tesiste alınan toz önleyici tedbirlerin yeterli olup olmadığı belirlenmiştir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call