Abstract

Ölüm cezası, devlet gücüyle, suç işlemiş bir şahsın hayat hakkının elinden alınmasıdır. İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren kamu düzeninin devamını sağlamak için devlet erki tarafından sıkça bu cezaya başvurulmuştur. Türk tarihinde de aynı gerekçelerle her dönemde ölüm cezasına başvurulduğu görülmektedir. Bu ceza, Cumhuriyet döneminde de devam ettirilmiştir. Türkiye’de özellikle askeri müdahale dönemleri ve uygulanan idam cezaları çokça tartışılmıştır. Fakat kadınlar hakkında verilen idam kararları ile ilgili ciddi bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı; 1931 yılında Hüseyin kızı Fatmana ile başlayan ve 1971 yılında Kadriye Partici ile son bulan 15 kadın mahkûmun idam süreçlerini incelemektir. Yerel mahkeme kararıyla başlayıp Meclis kararı ile son bulan kadınlara verilen ölüm cezaları hangi süreçlerden geçmiştir, milletvekilleri ölüm cezalarına ne tepkiler vermiştir sorularına cevap bulunmaya çalışılmıştır. Çalışma neticesinde; ölüm cezası ilk defa uygulanan Hüseyin kızı Fatmana’ya hâkimin ölüm cezası vermemek için direnmesi, Malatya cezaevindeki celladın Emine (Hanım) Kuzu’nun infazını reddetmesi ve yüzlerce kişiyi infaz eden Cellat Kara Ali’nin Vecahet (Emine) Altın’ı asmasından etkilenmesi kanunda ölüm cezası olsa bile bu cezanın kadınlara uygulanmasında vicdanen zorlanıldığı görülmüştür.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call