Abstract

Bu yazı Latin Amerika’nın unutulmuş yerli halklarının, Avrupalıların kıtaya ayak basmalarından itibaren karşılaştıkları yenilgilerin, ikilemlerin, dönüşümün ve esaretin izlerini sürmektedir. Yerli halklar Avrupalı istilacılar gelmeden evvel kompleks siyasi yapılar kurmuş olsalar da medeni inkişafları yeni gelenler yüzünden ansızın durmak zorunda kalmıştır. Kıtanın her yerine yayılmış olan yerli halklar kaderlerine razı gelmemiş ve ilk karşılaşmadan itibaren karşı mücadeleye girişmişlerdir. Ancak binek hayvanı eksikliği gibi doğal yetersizlikler ve Avrupalıların taşıdığı bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık eksikliği gibi nedenlerle bu mücadele çoğu zaman akamete uğramıştır. Bu mücadele sadece yerli halkların mücadelesi değildir. Sömürgecilik döneminde Yeni Dünyaya kitleler halinde gelen ikinci bir grup daha vardır: çoğu Afrika kıtasından sömürgeci Avrupalılar tarafından gemilerle taşınan köleler. Atlantik Köle Ticareti ile yüzyıllar boyunca bu yeni kıtaya zorla getirilen bu talihsiz insanlar zamanla Latin Amerika’da toplumların önemli bir parçası olmuşlardır. Latin Amerika’da İspanyol sömürgeciliği dört temel üzerine kuruludur: kölecilik, kast sistemi, Hristiyanlaştırma ve askeri üstünlük. Bu yazının amacı bu dört ana unsurun tarihsel bağlamını yine tarihsel gelişimi içerisinde sunmaktır. Çalışmada karşılaştırmalı tarihi sosyolojik yöntem kullanılmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call