Abstract

Bu çalışmanı temel amacı, taşıyıcı madde kavrayışının Aristoteles'ten Bruno'ya dek nasıl bir yol izlemiş olduğunu ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda ilkin, Aristoteles'in ontolojisinde madde ve nous'un nasıl ele alındığı açığa çıkartılacaktır. Bunun ardından, Plotinos'un madde ve nous'u ne bakımdan Aristoteles'in çizdiği çerçevenin dışına çıkacak şekilde yorumladığından ve bu yorumun da, Ortaçağ'a, maddeyi tümüyle negatif ve nous'u ise yüce bir unsur olarak değerlendirme mirasını nasıl bırakmış olduğundan bahsedilecektir. İbn Sînâ ise, kendinde barınan Yeni Platoncu öğeler dolayısıyla, kendi özgün madde kavrayışını bütünlüklü bir anlatıya dönüştürerek geleneğin kabuğunu parçalayamamış olan, fakat Aristotelesçi pozitif madde kavrayışının tekrar doğmasını sağlayarak, Bruno'ya doğru ilerleyen maddeci hattı genişleten bir figür olarak değerlendirilecektir. Daha sonra ise, Aquinas, Plotinos'un yarattığı geleneğe bağlı kalarak ilerleyen, nous'u öte dünya tiniyle özdeşleştirmeyi deneyen dizgesiyle de, İbn Sînâ'yla birlikte yavaş yavaş sesini yükseltmeye başlamış olan maddeci hattı bastıran bir figür olarak ele alınacaktır. Son olarak da, Bruno'nun ve onun kendine özgü madde kavrayışı temelinde yükselen evrenin sonsuzluğu fikrinin, nasıl olup da geleneğin ablukasını parçalayarak düşünceyi euporia'ya ulaştırmayı başarmış olan bir Yeni olarak belirebildiği ortaya konulacaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call