Abstract

1980’lerde başlayan uluslararası ekonomi politik gelişmeler kurumsal yönetişim rejimini de etkileyerek, varlık yöneticisi kapitalizmi olarak adlandırılan bir sürece girilmesine ve bu sürecin sonunda yeni ekonomi politik aktörler olan dev varlık yöneticisi şirketlerinin önemli ölçüde büyümesine sebep olmuştur. Ekonomik sistemde hâkimiyetin, rızaya dayalı tahakküm biçimi olarak hegemonyanın ön koşullarından birisi olarak sayılması, bu şirketlerin en büyüğü olan BlackRock’ın ABD hegemonyasındaki konumunun değerlendirilmesinin önünü açmıştır. Konuyla ilgili eserlerin incelendiği literatür taramasının yanında yorumsamacı yaklaşımdan yararlanılarak yapılan çalışmada BlackRock’ı ABD hegemonyası perspektifinden araştırmak hedeflenmiştir. Bu amaç doğrultusunda yapılan araştırmanın sonucunda, yönetimi altındaki varlıkların 10 trilyon dolara ulaştığı BlackRock’ın; ABD ile yakın ilişkisi, ekonomik kriz dönemlerindeki kurtarıcı rolü, dünyanın en büyük finans kuruluşlarına (merkez bankaları dahil) danışmanlık yapması, hissedar olduğu binlerce şirketin genel kurulunda oylama hakkı bulunması ve 2012’den itibaren her yıl yayınlanan mektuplar aracılığıyla küresel ekonomik sisteme önemli ölçüde etki etme kabiliyeti bir bütün olarak değerlendirildiğinde ABD hegemonyası lehine konumlandığı gözükmektedir.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.