Abstract
Osmanlı yönetiminin Tanzimat’ı ilanı, temelde merkezileşmeyi öngörmekle birlikte modern bir Devlet kurma çabasını da temsil ediyordu. Bu nedenle Kasım 1839’da ilan edilen ferman, bir anlamda Devletin iç ve dış kontrolünün zayıflığının 18. yüzyılda belirginleşmeye başlamasından sonra yeni yasalar ile güvenliği sağlamak, yolsuzluğa son vermek, vergilendirmeyi ve askerliği düzene sokma çağrısıydı. İmparatorluğun siyasi, askeri ve idari alanda yaptığı bu devrimin en büyük payını da hukuki sistem oluşturmuştu. Tanzimat’ın yarattığı yeni hukuki çehreyi taşraya özellikle de Cebel-i Lübnan gibi mezhep hukukunun etkili olduğu bir bölgeye oturtturmak ise kolay olmadı. Bu noktada bölgenin en önemli mezhep gruplarından biri olan Şiî Dürzîlerin kendilerini yeniden tanımlama çabaları bölgenin diğer önemli mezhep grubu olan Katolik Mârûnilerle çatışmaların yanı sıra Devletle olan ilişkileri bağlamında hukuk-kimlik çerçevesinde de kendisini gösterdi. Cebel-i Lübnan’daki güç mücadelesinin önemli aktörlerinden olan Dürzîlerin dönüşen hukuki statüleri bir yandan Devlet- toplum ilişkilerinin boyutunu ortaya çıkarırken, diğer yandan Tanzimat reformlarının üzerinde durduğu “Osmanlılık” kimliğinin Cebel-i Lübnan’daki karşılığının ne olduğu sorusunun sorulmasına neden oldu.
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have
More From: Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (SAUIFD)
Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.