Abstract

Bireysel başvuruya konu olan yargı kararının dayandığı yasa hükmünü 1982 Anayasasına aykırı gören Anayasa Mahkemesi (AYM), bu durumu yapısal sorun olarak değerlendirmektedir. Söz konusu sorunun çözümü için AYM tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) keyfiyet bildirilmekte; Anayasaya aykırı olduğu değerlendirilen yasa hükmünün değiştirilerek ya da yürürlükten kaldırılarak Anayasaya uygun hâle getirilmesi için çağrı yapılmaktadır. Çağrı kararlarının işlevselliği, bu kararlara yönelik gerekli teşri adımların etkin bir şekilde atılmamasından ötürü öğretide tartışılmaktadır. Bazı yazarlar tarafından çağrı kararlarının etkinliğini artırmak üzere çeşitli öneriler sunulmaktadır. Bazı yazarlar ise yapısal sorunların çözümünde çağrı kararlarından ziyade somut norm denetimi yolunun işlevsel kılınması gerektiğini ileri sürmektedir. Söz konusu yolun işlevsel kılınmasının mümkün olup olmadığı çalışmamızda değerlendirilmektedir. Türk anayasa yargısına ilişkin hükümler dairesinde AYM tarafından objektif somut norm denetimi yapılabilmektedir; ancak bireysel başvuruya ilişkin mevzuat ve bu mevzuatın tarihsel arka planı irdelendiğinde, AYM’nin bireysel başvurular kapsamında somut norm denetimi yolunu işlevsel kılma yetkisi bulunmadığı görülmektedir. Yine de belirtmek gerekir ki, hak ihlallerine sebebiyet veren yapısal sorunların giderilmesi noktasında devletin pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır. Bireysel başvuruların incelenmesi esnasında somut norm denetiminin işlevsel kılınabilmesi de bahse konu yükümlülüğün yerine getirilmesinin bir gereği olarak değerlendirilebilir. Bu kapsamda, somut norm denetiminin sınırları anayasa değişikliği ile genişletilerek yapısal sorunların çözümünde AYM tarafından işlevsel kılınması sağlanabilir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call