Abstract

İslami dönem Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri Atebetü’l-Hakâyık’tır. Edip Ahmed’in bu eseri ideal insan tipinin nasıl olması gerektiği hakkında kısa ve özlü bilgiler vermesinin yanında bulunduğu dönemin dini hayatını eleştirel bir gözle ele almıştır. O, ideal insanın sınırlarını bazı değerler üzerinden belirlemiştir. Bu değerler, bilgili olmak, dili korumak, alçak gönüllü olmak, yardımsever-cömert olmak, hilm sahibi (sakin, ağırbaşlı) olmak, iyi arkadaş edinmek ve hayatın anlamına vakıf olmaktır. Toplumsal düzenin bozukluğuyla ilgili ise şair öncelikle vefasızlığın üzerinde durmuştur. Daha sonra ise samimiyetsiz dini hayatın belirtilerini inandığı gibi yaşamamak, iyi insanların suskunluğu, sistemin bozukluğu, adaletsizlik ve dünya malına düşkünlük olarak sıralamıştır. Ayrıca şair, ideal insan ve ahlaki yozlaşma arasında gidip gelen insanın tarihsel serüvenini kader inancı çerçevesinde açıklamaya çalışmıştır. Şaire göre birey, her daim ideal insan hedefi doğrultusunda bir hayat yaşamaya çalışmalıdır. Bu hedeften uzaklaşmak sadece insanın değil toplumun da ahlaki bir çıkmaza girmesine ve dolayısıyla yozlaşmasına neden olabilir. Şaire göre bu durum acı bir gerçeklik olsa da insanın ve toplumlarının kaçamayacağı tarihsel kaderdir. Şöyle ki; insanın psikolojik zaafları dünyanın gidişatına göre her an baskın olabilir ve birey ideal insan hedefinden uzaklaşabilir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call