Abstract

Dünya ülkeleri arasında yapılmakta olan uluslararası ticaret işlemlerinin İkinci Dünya Savaşı sonrasında hız kazanmasıyla birlikte ülkeler çeşitli düzenleme ve kurallara ihtiyaç duymaya başlamışlardır. Bu nedenle 1948 yılında Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), 1995 yılında ise Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) çatısı altında ülkeler dünya ticaretini belirli kurallara bağlamışlardır. Dünya ticaretinin gelişmesi amacıyla ülkelerin birbirlerinin ürünlerine karşı uyguladıkları tarife ve tarife dışı önlemlerin kademeli olarak azaltılması yönünde alınan kararlar başarılı olmuştur. 1964 yılında GATT’ın altıncı görüşmesi olan Kennedy Turu’nda gündeme alınan Anti-damping Kodu ile birlikte, haksız rekabete neden olduğu öne sürülen damping uygulamalarına karşı önlem alınması gerektiği konusunda uluslararası düzeyde bir görüş birliği sağlanmıştır. Anti-damping önlemleri olarak adlandırılan bu yaptırımlar geçici önlemler, fiyat taahhütleri ve nihai anti-damping vergileri olarak uygulanmaktadır. 2010 yılından itibaren dünyada sayıları artan anti-damping önlemlerine en sık başvuran ülke Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye ise üçüncü sırada yer alarak yerli endüstrisini haksız rekabete karşı en çok korumaya çalışan ülkeler arasında sayılmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin uluslararası ticarette karşılaştığı ve uyguladığı anti-damping vergileri incelenmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call