Abstract

Dünya siyasetini anlamak ve açıklamak amacıyla hangi aktörlerin arasındaki ne tür ilişkilerin öncelikli olarak incelenmesi gerektiği konusu disiplinin kuruluşundan bu yana Uluslararası İlişkiler Kuramları literatüründe merkezi bir tartışma olagelmiştir. Bir ontolojik iddia olarak ilişkilerin aktörlerden veya birimlerden önce geldiği ve dünya siyasetinin malzemesi olarak incelediğimiz her şeyin aslında birer ilişkiler bütünü olduğu ilişkisel ontoloji veya ilişkisellik kavramı ise, sosyoloji ve felsefe gibi sosyal bilimlerin diğer alanlarında daha uzun süredir var olmasına ragmen, Uluslararası İlişkiler’de ancak 1990’ların sonlarından itibaren gündeme gelmeye başlamıştır. Bu çalışmada ilişkisellik kavramının Uluslararası İlişkiler disiplini açısından ne ifade ettiği ve disipline -eğer getirdiyse- nasıl bir yenilik getirdiğinin sorgulanması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, ilk bölümde sosyal bilimlerin diğer alanlarında ortaya çıkmış olan tözcü (substantive) ve ilişkisel (relational) yaklaşımlar arasındaki farklara değinilmiştir. Ikinci bölüm, ilişkiselliğin Uluslararası İlişkiler içindeki yolculuğuna odaklanarak, disipline tanıştırılmasından günümüze bu kavramın dünya siyaseti tartışmaları içinde hangi araştırmacılar tarafından ve nasıl çalışılageldiğini incelemektedir. Üçüncü bölüm, ilişkiselliğin farklı Uluslararası İlişkiler kuramları içinde bir yeri olup olmadığını sorgulamakta ve aynı zamanda bir kavram olarak ilişkisellikten bahsetmeyen kuramların içinde ilişkilere dair zaten var olan varsayımları ele almaktadır. Dördüncü bölüm, ilişkiselliğe dair var olan az sayıda eleştiriye de değinerek, bu kavrama birkaç yeni eleştiri getirmekte ve ilerlemek için muhtemel tartışma alanları veya çözüm önerileri sunmaktadır. Çalışma, makale boyunca yapılan tartışmaları ve çıkarımları ortaya koyan sonuç bölümü ile sonlandırılmaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call