Abstract

Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle deprem konusunda pek şanslı bir ülke sayılmamaktadır. Dünyanın jeolojik haritalarında belirlenmiş bazı riskli fay hatları Türkiye topraklarından geçmektedir. Dolaysıyla deprem veya yer sarsıntıları konusunda Türkiye her zaman bu durumlara karşı çok yönlü bir şekilde hazırlıklı olmalıdır. Devletin doğal afetlerle ilgili mercilerinin, toplumu deprem konusunda bilinçlendirmeye dönük eğitim, ilk yardım ve diğer programlarının olması öncelik taşımaktadır. Bu sürecin bir diğer safhası ise iktisadi gelişmeyi artırarak kentleşme, alt ve üst yapı biçimlerinin dayanıklılığını modern imar faaliyetleriyle sağlamaktır. Söz konusu iktisadi ve sosyo-kültürel geri kalmışlığın doğal afetler ile muhasebesinde toplumlar için ağır sonuçları olduğu tarihsel açıdan her zaman görülmüştür. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve 1950’lere gelindiğinde Türkiye toplumunun gözle görülür bir iktisadi ve sosyal geri kalmışlığın merkezinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu geri kalmışlığın taşradaki vaziyeti daha karamsar bir boyuttadır. Türkiye toplumunun bu zaman zarfında deprem gibi yaşadığı bazı doğal afetlerin sonucunda ortaya çıkan tablo oldukça vahimdir. Türkiye’nin doğusunda, merkezden uzak ve az gelişmiş bir taşrası olan Muş vilayetinde 1950’lere gelindiğinde hayatın her sahasında benzer şekilde kentleşme, alt yapı, imar ve iktisadi sorunların bulunduğu bir gerçektir. Bu çalışmada, depremsellik özelliği yüksek bir yer olan Muş’ta 1952 yılında meydana gelen afetin yönetilme süreci ve sonuçları ele alınacaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call