Abstract

Tarihten bugüne insanlar birbirlerine hibede bulunmuşlar, tüm dinler ve hukuk sistemleri de hibe konusuna yer vermiştir. Hibe özünde iyilik içeren bir tasarruftur. Ancak aile içi hibe tasarrufları yakın akrabalar arasında bazen sorunlara yol açmıştır. Osmanlı Devleti’inde İslam hukukunda yer alan hibe hükümleri geçerliydi. Terim olarak hibe bir malı karşılığında herhangi bir bedel beklemeksizin karşı tarafın mülküne geçirmektiren bir akittir. Osmanlı deneminde tutulan ve mahkeme kayıtlarını içeren sicil kayıtlarındaki davalara bakıldığında yakın akraba arasındaki hibelerle ilgili verilerin yer aldığı görülmüştür. Bu makalede örnek olarak 49. Konya Şer‘iyye Sicili’nde yer alan 30 adet hibe belgesi incelenmiştir. Bu sicil kaydında hibe terimlerinin taranması sonucu bunların çoğunun aile içi hibelerden oluştuğu anlaşılmıştır. Özellikle miras davalarında aile içinde yapılan hibelerin, daha sonra davalaşmaya konu olduğu görülmektedir. Ayrıca aile içi hibe belgelerinde yer alan taraflar incelendiğinde kendisine hibe tasarrufunda bulunulan tarafın daha çok erkekler olduğu tespit edilmiştir. Aile içerisinde hibe tasarruflarının kadınların mülkiyet haklarını olumsuz açıdan etkilediğini söylemek mümkündür. Tarihi süreçte aile içinde davalaşmalara neden olduğu görülen bu tür hibelerin günümüzde de benzer sorunlara yol açması muhtemeldir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call