Year
Publisher
Journal
1
Institution
Institution Country
Publication Type
Field Of Study
Topics
Open Access
Language
Filter 1
Year
Publisher
Journal
1
Institution
Institution Country
Publication Type
Field Of Study
Topics
Open Access
Language
Filter 1
Export
Sort by: Relevance
Girişimcilik Eğitimi Alan Kişilerin Girişimcilik Özellikleri ve Girişimcilik Eğilimi Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma: Şile Bezi Kolektif Tasarım Merkezi Örneği

Girişimci eğilimler için girişimi destekleyen kamu ve özel sektör kuruluşları giderek artmakta, bu durum hem kuruluşları hem de girişimci bireyleri harekete geçirmektedir. Bu çalışma, İstanbul’un Şile ilçesinde, belediye tarafından desteklenen Şile Bezi Kolektif Tasarım Merkezi’nde girişimcilik eğitimi alan kadınlar ile yapılmıştır. El tezgahlarında pamuk ipliğinden dokunan ve adını da ilçeden alan, tamamen Şile’ye özgü ‘Şile Bezi’, bölgedeki çalışmayan kadınların kalkınması ve topluma yararlı olması için önemli bir girişimcilik ürünüdür. Ancak girişimcilik ürününe sahip olmak, girişimciliğin gerçekleşmesi için tek başına yeterli olmamaktadır. Girişimcilik eğilimine yönelmek, ürünü üretmek, pazarlamak ve maddi kazanç sağlamak; diğer bir ifadeyle girişimcilikte başarabilmek gerekmektedir. Bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden anket yöntemine başvurulmuştur. Anket araştırmasına Şile Bezi Kolektif Tasarım Merkezi’nde girişimcilik eğitime katılan 75 kadın araştırmaya katılmıştır. Toplanan veriler SPSS 26.0 programında analiz edilmiştir. Kolektif tasarım merkezinde girişimcilik eğitimi alan kişilerin girişimcilik özellikleri ve girişimcilik eğilimi arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma sonucunda girişimcilik eğitiminin girişimcilik eğilimi üzerindeki etkili olduğu sonucuna ulaşılırken, sosyo-demografik bulgularda çarpıcı sonuçlara ulaşılmıştır. Girişimciliğin kurumlar tarafından desteklenmesi, girişimcilik eğitiminin girişimcilik eğilimi olan tüm kadınlara ulaştırılması giderek önem kazanacaktır.

Read full abstract
TÜRKİYE’DE KAMU İHALE USULÜ SEÇİMİ: KARAR ALMA MODELLERİ ÇERÇEVESİNDE BİR DEĞERLENDİRME

Bütçe hakkına sahip erkin kolektif beklentilerini karşılayabilmek için devletlerin bazı ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu ihtiyaçların tedarikinin ne şekilde yapılacağı sosyal, siyasi ya da ekonomik tartışmaları beraberinde getirmektedir. Devletin ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetler tamamıyla devlet kaynakları tarafından karşılanabileceği gibi, piyasa ekonomisinden de temini gerçekleştirilebilecektir. Devletin ihtiyaç duyduğu gereksinimleri piyasa ekonomisinden temin etme yolunu seçmesi ile birlikte devlet, mal ve hizmet talep eden sıfatıyla piyasa ekonomisinin bir aktörü haline gelmektedir. Ancak, devlet tarafından piyasadan yapılan alımlarda fiyat, kalite vb. bazı bilinmezliklerin belirlenmesinde kamu yararının göz önünde bulundurulması gerekliliğinden dolayı söz konusu ekonomik faaliyetler normal piyasa ekonomisi faaliyetlerinden ayrılmaktadır. Bu durumda, söz konusu tedarik için özellikli bir yöntemin kullanılması ihtiyacı oluşmaktadır ki, bu noktada karşımıza ihale yöntemi çıkmaktadır. Kamu ihalelerinden beklenilen amaçların etkin bir şekilde gerçekleştirilebilmesinin sağlanması doğru ihale usulünün seçimi ile yakından ilişkilidir. Ülkemizde 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre açık ihale usulü, belli istekliler arasında ihale usulü ve pazarlık usulü olmak üzere üç farklı ihale usulü bulunmaktadır. Bu çalışmada, kamu ihalelerinde etkinliğin sağlanabilmesi için kullanılacak ihale usulünün seçiminde etkili olan argümanların belirlenmesi amaçlanmış ve bu doğrultuda seçim kriterlerinin karar verme modellerine uygunluğu araştırılmıştır. Sonuç olarak ülkemizde kanunun yazım biçiminden kaynaklı olarak ihale usulleri ile istekli seçiminde idareye son derece geniş takdir yetkisi verilmesine rağmen denetiminin oldukça sınırlı tutulması nedeniyle kamu idarelerinin ihale usullerini etkinlikten uzak bir şekilde belirlediği kanaatine ulaşılmıştır.

Read full abstract
SWARA ve ARAS Yöntemleri İle Personel Seçimi Sorununa Bütünleşik Bir Yaklaşım

Organizasyonun amaç ve hedeflerini etkili bir şekilde gerçekleştirmesi noktasında nitelikli işgücü-personel seçimi kurumlar için önemli konular arasındadır. Personel seçim süreci, üretkenliği artırmak için adayların bir kuruma girip çıkmasını belirleyen ayrıntılı bir örgütsel işlevdir. Hızlı teknolojik gelişmeler ve küreselleşme süreci, piyasaları kurumlardan daha nitelikli ve profesyonel insan kaynaklarına sahip olmayı talep etmeye zorlamıştır. Bu nedenle, personel seçim süreci hayati önem taşımakta olup kurum hedeflerini destekleyen en önemli çözümdür. Çok kriterli karar verme, en iyi çözümü elde etmek için birden fazla kriteri farklı yönlerden ve amaçlardan karşılayan araçları içermektedir. En iyi personeli bulmak karmaşık bir süreçtir. Ayrıca, personel seçimi probleminin yapısı hem niteliksel hem de niceliksel kriterleri içermektedir. Bu araştırma, çok kriterli karar verme yöntemleri ile personel seçim problemini incelemektedir. Araştırmanın amacı, personel seçimi için bütünleşik bir metodoloji uygulamaktır. Mevcut uygulamaların dışında personel seçimi ön değerlendirme ve mülakat aşamaları için kriter ağırlıkları belirlemede SWARA yöntemi, niceliksel ve niteliksel değerlendirmelere göre personel seçimi için ARAS yöntemi kullanılarak bir firmanın iş güvenliği uzmanı seçimi simüle edilmiştir.

Read full abstract
Open Access
A QUALITATIVE RESEARCH ON SUPPLY CHAIN ​​MANAGEMENT AND CRISIS MANAGEMENT WITH THE IMPACT OF COVID 19

Tedarik zinciri, bir ürünün hammadde aşamasından, son tüketiciye ulaşana kadar uzanan geniş bir ağ olarak tanımlanmaktadır. Tedarik zinciri yapısının doğru oluşturulduğu şirketlerde, ürünün bulunabilirliği, doğru stok, düşük maliyet ve en uygun kalitede çıkarılan ürünü sağlamaktadır. Tedarik zinciri, yıllar içerisinde çeşitli krizler geçirmiş olsa dahi 2019 yılında yaşanan küresel çapta pandemi, tedarik zinciri yönetimini derinden etkilemiştir. Firmalar daha önce karşılaşmadıkları şekilde stok problemleri, konteyner problemleri, ürün hammadde maliyetlerinde ve lojistik maliyetlerinde yüksek artışlar yaşamışlardır. Çalışmanın odak noktası, Covid-19 süreci sonrasında tedarik zincirinde yaşanan değişimler ve problemler olup, krizden sonra yaşanan değişim ve problemlere karşı şirketlerin aldığı önlemlerin incelenmesi ve tedarik zincirinde pandemi öncesi döneme göre farklı uygulamalara dair sonuçları ortaya koymaktadır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemi benimsenmiş ve mülakat tekniği kullanılmıştır. Sektör paydaşlarından çeşitli yöneticilerle yapılan mülakatlarla, yaşanan küresel krizden sonra firmalarda hangi yönde değişimlerin yaşandığı ve bu değişimlere karşı hangi önlemlerin alındığı tartışılmış ve kriz sonrası uygulamaların neler olduğu ortaya konmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak araştırma, firmaların yaşanan Covid-19 türü krizler sonrası, tedarik zincirinde karşılaşabilecekleri problemlere karşı nasıl yaklaşması gerektiği ve krizlere proaktif yaklaşımların nasıl olması gerektiği ile ilgili öneriler sunmaktadır.

Read full abstract
Open Access
Toxic Leadership: Bibliometric Analysis Based on WoS Data (2008-2023)

Organizasyonlarda çalışanlara kötü davranan, huzursuzluk ve mutsuzluktan beslenen, organizasyondakilerin motivasyon ve verimliliğini düşüren, narsist kişilik özelliğine meyilli liderlik tipi toksik liderlik olarak ifade edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, toksik liderlikle ilgili Web of Sciences (WoS) veri tabanında yer alan bilimsel yayınların bibliyometrik analizi yapmaktır. Bu doğrultuda 31.03.2023 tarihine kadar WoS veri tabanında yayınlanmış olan “toksik liderlik” konulu bilimsel çalışmaların bibliyometrik profilini oluşturulmuştur. WoS veri tabanından çekilen veriler doğrultusunda kavram ile ilgili ilk yayının yapıldığı 2008 yılından itibaren 31.03.2023 tarihine kadar 124 bilimsel çalışmaya ulaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre; 87 makale, 16 kitap bölümü diğer yayınları ise; erkan erişime açık makale, kitap, kitap incelemesi vb. şekilde dağılım göstermektedir. Toksik liderlik kavramı ile ilgili yayın yapan 240 yazar bulunmaktadır. Bu yazarların 26’sı tek isimli yayın yaparken, 214 yazar başka yazarlar ile ortak çalışmalar yayınlamıştır. Kavram ile ilgili en çok yayın ilk olarak 2015 yılında 18 yayın, 2022 yılında ise 19 yayın yapılmış, en çok atıf ise, 2018 yılında yıllık ortalama atıf oranı 5,7’dir. Diğer bir ulaşılan sonuç ise, kavram ile ilgili yayın yapan yazarların ülkeleri sırasıyla ABD, Birleşik Krallık ve Türkiye’dir. Türkiye’nin kavram ile en çok yayın yapan 3. ülke olması kavrama olan ilgiyi göstermektedir.

Read full abstract
Open Access
Uluslararası Ticarette Sürdürülebilirliğin Sağlanması Bağlamında Blokzinciri Teknolojisi Kullanımının Potansiyel Avantajları

Sürdürülebilirlik, son dönemde dünya gündeminin en üst sıralarında yer alan ve özel önem atfedilen bir konudur. Çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliğin sağlanamaması durumu dünya çapında çok çeşitli olumsuz sonuçlara neden olabilecek ciddi bir risk olarak kabul edilmektedir. Sürdürülebilirlikle ilgili sorunların çözümünde teknolojik gelişmeler oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Merkeziyetsiz dağıtık yapısı ve işlemlerin aracılar olmadan otomatik olarak gerçekleştirtilebildiği sistemi ile blokzinciri teknolojisi, yeşil enerjiden gıda güvenliğine kadar sürdürülebilir kalkınma ile ilgili sorunların çözümünde önemli bir araç olarak görülmektedir. Uluslararası ticaret mevcut haliyle sürdürülebilirlik alanında gelişmeye açık alanların başında gelmektedir. Sağlamış olduğu farklı özellikler sayesinde blokzinciri teknolojisinin uluslararası ticaretin daha sürdürülebilir biçimde gerçekleştirilmesini mümkün kılacak uygulamalarda kullanımına yönelik artan bir ilgi bulunmaktadır. Uluslararası ticarette blokzinciri kullanımı ile ilgili kapsamlı araştırmalar yapılmış olmasına rağmen sürdürülebilirlik yönünden blokzincirin uluslararası ticaretteki uygulamalarını genel olarak inceleyen çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu çalışmada Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşma yolunda uluslararası ticaretin daha sürdürülebilir olarak gerçekleştirilmesine fayda sağlayabilecek potansiyel blokzinciri uygulama alanları kavramsal olarak incelemektedir. Çalışma kapsamında, sürekli gelişen bir teknoloji olan blokzincirin uluslararası ticaret alanında kullanımı ile çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik açısından çeşitli avantajlar sağlanabileceği tespit edilmiştir. Gelecekteki araştırmalarda bu alandaki olası yasal düzenlemelerin etkilerinin incelenmesi faydalı olacaktır.

Read full abstract
Open Access
Referandum ve Plebisit Kavramları Doğrultusunda Türkiye’nin Referandum ve Plebisit Tarihi

Demokrasinin özünde halkın yönetime katılımı yer almaktadır. Başka bir ifade ile siyasal ve yönetsel anlamda halkın egemenliğinin ortaya çıkmasıdır. Demokrasinin uygulanmasında üç sistemden bahsetmek mümkündür. Bunlar; doğrudan demokrasi, temsili demokrasi ve yarı doğrudan demokrasidir. Temelde halkın bizzat kendisini kendi katılımı ile temsil ettiği demokrasi doğrudan demokrasidir. Temsili demokraside halk egemenliğini devrederek temsilciler aracılığı ile yönetime katılmaktadır. Yarı doğrudan demokrasi ise hem halkın hem de temsilcilerin egemenliği arasında paylaştığı demokrasidir. Halktan her bir bireyin kendisinin bizzat yönetim sürecine katılımı zor ve hatta imkansızdır. Bu imkânsızlık neticesinde modern dönemde tercih edilen demokrasi türü temsili demokrasidir. Ancak temsili demokraside halkın geleceğini ve kaderini belirleme yetkisinin halkı temsil edenlerde olması durumundan yola çıkarak temsili demokrasinin eksik ve yanlışlarını gidermek amacıyla yarı doğrudan demokrasi sistemi hayata geçirilmiştir. Kimi durumlarda halkın karar alma sürecine temsilciler aracılığı ile değil de bizzat kendisinin katılımını ifade eden yarı doğrudan demokrasinin kullandığı dört araç vardır. Bu araçlar Meclis’in kabul ettiği kanunun yürürlük tarihinden önce belirli sayıdaki vatandaş tarafından referanduma sunulmasını istemesi anlamına gelen “halk vetosu”, halkın belirli sayıdaki vatandaşın başvurusu ile istediği kanunun Meclis tarafından çıkartılmaya zorlanmasını ifade eden “halk teşebbüsü”, halkın çalışmasından memnun kalmadığı temsilci veya temsilcileri görevlerinden azletmesine imkan tanıyan “temsilcilerin azli” ve Meclis tarafından kabul edilen kanun metninin halk oylamasına sunulması anlamına gelen referandumdur. Bu noktada Türkiye’de kendisine uygulama alanı bulan yarı doğrudan demokrasi aracı referandumdur. Halk oylamasının kötüye kullanılmasını ifade ederken kullanılan plebisit kavramı Türkiye’nin referandum tarihi açısından önem arz etmektedir. Türkiye tarihi boyunca yapılmış olan referandumlar plebisit kavramının kanıtları ve unsurları göz önüne tutularak değerlendirilecektir.

Read full abstract
Open Access
Türkiye'de Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme ve Orta Gelir Tuzağı İlişkisi Üzerine Literatür Taraması

Ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması gerektiği ile ilgili ilk düşüncelerin sanayi devrimi sonrası meydana gelen üretim ve nüfus artışının etkisiyle gerçekleştiği söylenmektedir. Bu dönemde ekonomik büyümelerini hızlı bir şekilde arttıran ülkeler ile sanayi devrimini tamamlayamayan ve durağan bir büyümeye mahkûm olan ülkeler arasında ciddi gelir farklılıklarının olduğu bilinmektedir. Bu nedenle ortaya çıkan orta gelir tuzağı kavramının çıkış noktası ekonomik büyüme de ve kişi başına düşen gelir ortalamasında meydana gelen yavaşlamalar olarak görülmüştür. Bu açıdan orta gelir tuzağı sorunu aynı zamanda bir büyüme-refah problemidir. Bu sorunun üstesinden gelebilmek ve tuzağa düşme riskinin önüne geçebilmek için sürdürülebilir ve uzun vadeli bir ekonomik büyüme performansı ile orta gelir tuzağı sorunu çözümlenmelidir. Bu makalede Türkiye de orta gelir tuzağı ile ilgili yapılan çalışmalar araştırılmış ve literatür tarama sonuçlarına göre Amerika Birleşik Devletleri’nin referans alınarak gerçekleştirilen Robertson ve Ye yaklaşımına dair sonuçlar incelenmiştir. Bu sonuçlar Türkiye’nin orta gelir tuzağında olmadığını göstermiş ise de dünya ülkelerinin kişi başına düşen gelir ortalaması baz alınarak yapılan yöntemde ise, Türkiye’nin orta gelir tuzağında olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme, Orta Gelir Tuzağı, Literatür Çalışması. Jel Kodları: O40, O11, O10

Read full abstract
Open Access