Sanayileşme, hızlı kentleşme, yüksek düzeyde elektrik tüketimi ve küreselleşme gibi olgular insanlığın çevre üzerindeki talep baskısını giderek artırmış ve küresel ısınma, iklim değişikliği ve hava kirliliği gibi birçok çevresel soruna neden olmuştur. Öyle ki Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2018 yılında yayınlanan Küresel Risk Raporunda, Dünya’yı bekleyen en önemli riskin iklim değişimi olduğu ifade edilmiştir. İklim değişikliği ile mücadelede küresel düzeyde birçok girişim yürütülmekte ve ekolojik ayak izi, eko-inovasyon, enerji Ar-Ge faaliyetleri, karbon yakalama-depolama, karbon vergileri gibi uygulamalar geliştirilmektedir. Bu uygulamalardan ekolojik ayak izi hesaplamaları, insanlığın ihtiyaçlarını karşılarken çevre üzerinde yarattığı baskıyı ölçmektedir. Ekolojik ayak izi ile gelecek nesillere sürdürülebilir bir çevre bırakabilme düşüncesi açığa çıkartılmakta ve bunu sağlamak için gerek çözüm yolları aranmaktadır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakma noktasında, zehirli gaz salınımını azaltacak çevre dostu inovatif teknolojilere ve bu teknolojileri ortaya çıkartacak Ar-Ge faaliyetlerine ihtiyaç vardır. Enerji alanında yürütülecek Ar-Ge faaliyetleri sayesinde ekolojik ayak izinin azaltılması mümkün olabilecektir. OECD ülkelerinde, 2002-2016 döneminde, enerji Ar-Ge ve demonstrasyon harcamalarının ekolojik ayak izi üzerindeki etkilerinin panel veri yöntemleri kullanılarak incelendiği bu çalışmanın temel bulguları, enerji Ar-Ge ve demonstrasyon harcamaları arttıkça ekolojik ayak izinin azaldığını göstermiştir. Ayrıca, enerji kullanımı ve kişi başına düşen GSYH arttıkça ekolojik ayak izinin de arttığı görülmüştür.
Read full abstract