Bir toplumun iyi gelişip gelişemeyeceği; o toplumun siyasi, dini, kültürel ve sosyal açıdan tamamlayıcı ve başarılı bir sisteme sahip olup olmadığına bağlıdır. Toplumda böyle bir sistemin formüle edilip gereğince uygulanabilmesinin temel şartı, sistemin kurucusu olan insanın iyi bir tabiata sahip olabilmesiyle alâkalıdır. İnsan karakterinin iyiye eğilim göstermesi ise öncelikle kendi tabiatına yönelik yapacağı içsel gözlem ve sonra da insan doğasının temel kaynağına dair sahip olabildiği doğru anlayışa bağlıdır. Bu prensibin, tarihsel dönem ve kültürel yapı ayırmaksızın tüm toplumlar için geçerli olduğunu söylemek mümkündür. Çin medeniyetine temel oluşturan antik Zhou Hanedanlığı'nda siyasi ve sosyal yaşamı düzenleyen Ritüel ve Müzik Sistemi ve sistemin yönetim ile toplum üzerindeki etkileri, bu prensibi doğrulayan en iyi örneklerden biridir. Çin kültür tarihinin en önemli kaidelerinden biri olan Ritüel ve Müzik Sistemi, temelinde dinsel törenlerden kültürel etkinliklere ve siyasi uygulamalara kadar çok geniş bir yelpazede insanlar arası ilişkileri düzenleyen kaideleri içermiş; müzikse bu kaidelerin belirlenmesi ve uygulanması esnasında çok önemli bir rol üstlenmiştir. Bu makalede, Ritüel ve Müzik Sistemi'nin uygulanış süreci ile sistemin yükselişine ve zayıflamasına neden olan etkenler, insan ve medeniyet arasındaki ilişki perspektifinden ele alınarak incelenmiştir. Bu bağlamda çalışmada öncelikle Zhou Hanedanlığı Ritüel ve Müzik Sistemi'ne temel oluşturan tarihsel süreç; sistemin ortaya çıktığı, ilkel yaşam biçimine en yakın olan Beş Hükümdar Dönemi ile bu dönemi takip eden ve uygarlığın gelişim gösterdiği Xia ve Shang Hanedanlıkları kapsamında ele alınarak değerlendirilmiştir. Zhou Hanedanlığı kurucusu Zhou Gong, Shang Handanlığı'nın yıkılmasının sebeplerinden önemli dersler çıkararak zayıflayan Ritüel ve Müzik Sistemi'ni yeniden düzenlemiş ve Shang Dönemi'nde önemini yitirmiş olan ideal insan, ideal toplum hayalini gerçekleştirmeyi başarmıştır. Ancak, Zhou Hanedanlığı'nın ilerleyen dönemlerinde yönetici tabakasındaki ruhsal yozlaşma sistemin zayıflamasına sebep olmuş, bu da toplumsal düzenin tekrar bozulmasıyla sonuçlanmıştır. Bu dönemde toplumsal karmaşaya çözüm üretmek için ortaya çıkan düşünürler, bozulan sistemin uygulama yöntemlerinden çok, özüne yönelik kapsamlı ve derin eleştiriler getirmişlerdir. Bu bağlamda, çalışmanın devamında Ritüel ve Müzik Sistemi'nin öz ve içeriğine yönelik şu sorulara cevap aranmıştır: Ritüeller ve Müzik arasındaki ideal uyum ve denge ilişkisi nasıldır? İdeal sistemde Ritüel ve Müzik arasındaki önem sıralaması nedir? Doğa, insan, sistem ve toplum arasında birbirini var eden döngü ilişkisi nasıl kurulmuştur? Sistem hangi şartlarda başarılı, hangi şartlarda başarısız olmuştur?
Read full abstract