Bu çalışma 19. yüzyılın ikinci yarısında modern savaşların başlangıcı sayılan Kırım Savaşı'nın doğu cephesine odaklanmaktadır. Bilindiği üzere Kırım Savaşı, Avrupalı büyük güçlerin ittifak hâlinde Slav yayılmacılığına karşı koyduğu ve modern teknolojilerin harp için kullanıldığı ilk savaş idi. Osmanlı Devleti hem ekonomik hem de harp becerisi açısından bu savaşı yürütecek yeterli donanıma sahip değildi. Ancak dönemi itibarıyla İngiltere ve Fransa gibi devletlerin deniz aşırı politikaları ve dış tehdit algıları, onları Osmanlı-Rus anlaşmazlığında Türklere ekonomik ve askerî destek vermeye mecbur kılmıştı. O nedenle Müttefikler, Osmanlı ordularının Ruslara karşı savaşma kabiliyetini artırmaya çalışırken diğer yandan da önemli subaylarını Türk ordusuna görevlendirmişlerdi. Müttefikler, Kırım'da yoğun çarpışmalar yaşadığından 1853-56 Osmanlı-Rus Harbi, tarihe daha çok Kırım Harbi olarak geçmiştir. Oysa aynı yıllarda Osmanlı orduları doğuda da Ruslara karşı ciddi mücadeleler yürütmüştür. Kırım'a nispeten coğrafyanın ve iklim koşullarının savaşın seyrine önemli etki ettiği Doğu cephesi bu bakımdan Kırım'ın popülaritesinin gölgesinde kalmıştır. Fakat savaş yıllarında aynı durum söz konusu olmadığı için Birleşik Krallık başarılı subaylarından William Fenwick Williams'ı Erzurum'da konuşlanan Anadolu ordularına müttefikler adına göndermiştir. Williams'ın bu doğrultuda İstanbul'daki İngiliz elçiliğine yazdığı raporlar, dağılma sürecindeki Osmanlı Devleti'nin ordusunu anlamamız açısından önemlidir. Çünkü Williams'ın aynı zamanda Osmanlı merkezine gönderdiği direktifler de Türk ordu yapısının değişmesinde etkili olabiliyordu. Dolayısıyla bu çalışma, 1853-56 Osmanlı-Rus Harbi esnasında Williams'ın gönderdiği askerî raporlara odaklanmakta, onların analizine çalışmaktadır.
Read full abstract