Abstract

Öz Kur’ân’ın inzalinden önceki cahiliye Arap topluluğu döneminde Arap dili ve edebiyatının, şiir ve belâgatinin ileri seviyede olduğu bilinmektedir. Vahiy öncesi dönemde Arapların Yemen, Habeşistan, Fars (İran), Rum (Bizans), Hind, Çin vd. uluslarla ticari, siyasi ve kültürel ilişkileri mevcuttur. Bu alanlardaki ilişkilerin ulusların dilleri arasındaki etkileşimi neticesinde bu ulusların ve Arap kabilelerin lehçelerindeki bazı kelimeler Arap şiirine yansımıştır. Ayrıca devletin sınırları genişleyip Arap diline yabancı kelimelerin dâhil olmasıyla bu dilin bir gramer yapısının teşekkülü, belirli kaide ve kurallarla disipline edilme ihtiyacı hâsıl olmuş, çeşitli vecihleri itibariyle Arap diline ait eserler yazılmıştır. Kureyş ve diğer lehçelerden alınan, farklı dillerden Arapçaya geçen Arapçalaşmış kelimeleri içeren, garip (yabancı) sözcüğüyle anılan kelimeleri inceleyen Me‘âni’l-Kur’ân tasnifinde birçok kitap yazılmıştır. Bu bağlamda farklı ulusların dillerinden ve muhtelif Arap kabilelerin lahçelerinden birçok kelimenin Kur’ân’ın lafzında varit olduğu mu‘arrep isimli kitaplarda belirtilmiştir. Bu durum, hicri ilk asırdan itibaren Ehlü’l-Me‘ânî kavramı çerçevesinde Me‘âni’l-Kur’ân, Mecâzü’l-Kur’ân, Garîbü’l-Kur’ân ve İ‘râbü’l-Kur’ân başlıklı eserler tedvin edilmesini sağlamıştır. Bu makalede tedvin edilen ilk üç eser analiz edilmiştir.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.