Abstract

Kur’ân incelendiğinde onun, bazı kavimlerin yükselişleri ile azaba uğramalarından ve helâk olmalarından bahsettiği görülmektedir. İbret amacıyla anlatılan bu kıssalardan ders çıkartılmasının istendiği anlaşılmaktadır. Benzer sebeplerin benzer sonuçlar doğuracağı ilkesinden hareketle Kur’ân’ın yükselen toplumlarla ilgili söylediklerini incelemek önem arz etmektedir. Özellikle günümüzde ekonomik, teknolojik ve askeri açıdan bazı devletlerin gerisinde kalan İslâm dünyasının, kalkınmış devletlerin seviyesine yükselebilmesi için toplumsal yükselme konusunda Kur’ân’ın rehberliğine daha çok ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Bu sebeple Kur’ân’dan külli bazı yasaların çıkarılma imkânının araştırılmasına ve Kur’ân’ın kalkınma ve yükselme ile ilgili kullandığı kavramlar ile olguların incelenmesi ihtiyacı doğmaktadır. Bu çalışmada öncelikle bu hususta yapılan çalışmalar taranmıştır. Sonra Kur’ân’ın kavimlerin yükselişine dair verdiği örnekler ile bazı kıssalar ele alınmış, olay ve olguların ifade edildiği kelime ve kavramlar analiz edilmiş, bazı genel ilkelerin ortaya çıkarılmasına çalışılmıştır. Bir toplumun başka toplumlar karşısındaki pozisyonunu ifade eden “izzet”, “iʻlâ”, “rifʻât”, “tafdîl”, “varis olma”, “halife kılınma” ve “temkin” kavramları incelenmiştir. Kur’ân’ın bahsettiği “iman”, “istiğfâr”, “şükür” ve “salih amel” kavramlarıyla onların karşıtları olan “küfür”, “nankörlük”, “istikbâr”, “istiğnâ” ve “ifsâd” kavramları ele alınmış, bunların toplumsal yükselişe veya çöküşe etkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışma esnasında Hz. Nûh’a iman edenlerin helak olanlara halife kılındığı; Hz. Hûd ve Hz. Salih’in halife kılınma konusunu kavimlerine hatırlattığı; Hz. Mûsâ’nın öncülüğündeki İsrâiloğulları’na, Firavun’un topraklarına varis kılınacağının müjdelendiği; Hz. Muhammed (s.a.v.) ile ümmetinin de Arap Yarımada’sına, Sâsânîlere ve Bizanslıların topraklarına varis kılınacağının haber verildiği ve bunların da gerçekleştiği görülmüştür. Kur’ân’da toplumların geçim kaynaklarının “rızık” ve “nimet” kavramlarıyla ele alındığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak küfrün istiğnâ ve tekebbüre yol açarak zulmün kaynağına dönüştüğü; imanın ise hesap verme bilinci kazandırarak iyiliğin ve ıslahın yaygınlaşmasına kapı araladığı tespit edilmiştir. İman ve küfre yüklenen bu fonksiyon sayesinde kâfirlerin iktidarının sona ermesinin ve müminlerin onlara varis olmasının bir ilâhî yasa olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İstiğnâ, istikbâr ve ifsâd hâlinin toplumları çökertmesinin; istiğfar, şükür ve ıslah hâlinin ise nimetleri artırmasının ve toplumları yükseltmesinin yasaya bağlandığı kanaatine varılmıştır.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.