Abstract

Tecvid, Kur'an'daki harflerin fonetik farklılıklarını ve kıraat usul ve esaslarını konu alan ilimdir. Hz. Muhammed'den bu yana, kıraat ilkeleri açısından Kur'an-ı Kerim'i düzenli bir şekilde okuma çabası titizlikle uygulanmıştır. Kur'an-ı Kerim'in kıraatine yönelik bu çabalar sadece pratikte kalmamış, seçkin ilim adamları tarafından sistematize edilerek teorik alanda da yerini almıştır. Tecvid alanında yazılan ilk eser Mûsâ b. Ubeydullah el-Hâkânî'nin Kasîdetü’l-hâkâniyye’sidir. Kasîdetü'r-Râiyye adıyla da bilinen eser 51 beyitten oluşmaktadır. Eser, alanında bir ilk olmasının yanı sıra manzum tecvid geleneğinin doğuşuna da kapı aralamıştır. Bu makalede Malatî'nin adı geçen Kasîdetü’l- hâkâniyye'ye bir nazîre olarak kaleme aldığı kasidesi muâraza bağlamında incelenecek ve söz konusu eserle mukayese edilecektir. İslâmî ilimlerle ilgili eserlerin tertibine bakıldığında bunların daha çok nesir ile kaleme alındığı görülürse de bazı âlimlerin manzum eserler ürettikleri bilinen bir gerçektir. Bu eserlerin manzum olarak yazılmasının en önemli sebebi alanla ilgili bilgilerin daha kalıcı hale getirilmesini sağlamaktır. Makaleye konu olan muâraza kavramı yerine günümüz Türkçesinde "bir şairin şiirini aynı biçimde (aynı vezin ve kafiyede) beğenme veya reddetme tarzında yazılan şiir" anlamında "nazire" kelimesi kullanılmaktadır. Arap şiirinde aynı mana ile bir şairin şiirini aynı kafiye ve vezinle tenkit ve hicvetmek, ya beğenildiği için ona aynı üslupta ulaşıp geçmek ya da tenkid etmek için yazılan şiire denir. Makalemize konu olan Malatî'nin el-Hâkâniyye ile ilgili muârazasında yalnız olmadığı, esere başka muârazaların da yazıldığı görülmektedir. İlk sekiz beyitte müellif, eserinin önemini ve değeri üzerinde durur. Buna göre birinci beyitte akıl sahiplerine hitaben arzusunu dile getirmekte, ikinci beyitte ise Allah'ın kendisine yardım etmesi ve kibir gibi konulardan koruması için dua ve niyazda bulunmaktadır. 9. beyitten itibaren on ikinci beyit dâhil olmak üzere Kur'an okumanın adabına yer verir: Dokuzuncu beyitte "Ey Kur'an okuyan!" hitabıyla başlayarak Kur'ân kârîsine/talebesine öğütlerde bulunur. 13'ten 17'ye kadar olan beyitlerde kıraat imamlarına atıf vardır. Bu imamların sadece dirâyet ve ilim sahibi değil, aynı zamanda takva sahibi kimseler olduklarına da dikkat çekilmiştir. 24-33. beyitleri arasında Kur'an okuma usulüne ilişkin önemli hususlara değinilir. Bu doğrultuda öncelikle Kur'an-ı Kerim'in en ideal kıraat hali olan tertîle riayet konusuna işaret edilmektedir. Daha sonra tecvidin gözetilmesi açısından kıraat adabı, ifrat ve tefrîtten sakınma gibi konulardaki ifadeler dikkat çekilmektedir. 30-32. beyitlerde Kur'an-ı Kerim tilavetinde takrîrin önemi vurgulanmakta, Kur'an-ı Kerim'in kurallara uygun bir şekilde okunmasının önemine işaret edilmekte ve bunun ötesine geçmeye gerek olmadığı belirtilmektedir. Sonraki beyitlerde ise idgam, ihfa, izhâr ve med türleri ile ilgili konular ele alınmıştır. Sonuç olarak 59 beyitten oluşan ve didaktik tarzda kaleme alınan Kasîde-i Malatî'nin tecvid ilminde muarazaya giden yolu açan ilk eserlerden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.