Abstract

İslam bilim ve kültür dünyasının önemli kaynaklarından biri olan cahiliye şiirinin gerçekliği ile alakalı 19. yüzyıla kadar herhangi bir tartışma olmamıştır. Bu yüzyılın sonlarında bazı müsteşrikler bu şiirin gerçekliğine şüphe ile yaklaşmış, intihal (uydurma) olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Bu yaklaşıma muhalif olarak yine bazı müsteşrikler içinde bir takım intihaller olsa da bu şiirin orijinal ve gerçek olduğunu savunmuşlardır. İslam dünyasından da birçok düşünür, edebiyatçı ve tarihçi tartışmaya katılarak çeşitli delillerle bu orijinalliği göstermeye çalışmışlardır. Bu düşünürlerden birisi de çalışmamızın konusu olan İslam bilim tarihçisi Fuat Sezgin’dir. O, modern araştırmalar ışığında ve klasik kaynakları referans alarak cahiliye şiirinin gerçekliğini ispatlamaya çalışmıştır. Bu çalışmada söz konusu müsteşriklerin görüşleri ve delilleri sunulduktan sonra Fuat Sezgin’in konuya yaklaşımı ve yaptığı önemli tespitler ele alınacaktır.

Highlights

  • Eski Arap şiiri olarak da isimlendirilen cahiliye şiiri İslam’ın gelişinden yaklaşık bir buçuk asır önce başlayıp İslam’ın doğuşuyla sona eren dönemdir

  • Fuat Sezgin İslâmî dönemde cahiliye şiirinin gelişimini üç döneme ayırır: Birinci dönem: Cahiliye döneminde olduğu gibi İslâmî dönemde de sınırlı bir şekilde şiir yazımı devam etmiştir

  • Poems were classified as divans by linguists and scientific studies continued on this heritage

Read more

Summary

Cahiliye Şiirinin İntihal Olduğunu Savunanlar

Cahiliye şiirinin intihal olduğunu ileri süren oryantalistlerin görüşlerine geçmeden önce konumuza ışık tutması açısından oryantalizmin tanımına, oryantalistlerin İslam dininin temel kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflere yaklaşımlarına ve bunun nedenlerine yer vermek istiyoruz. Kur’an-ı Kerim’in İslam dinin temel kaynağı olması ve Müslümanların toplumsal yaşamlarında önemli bir yeri olması nedeniyle oryantalistler çalışmalarına ilk olarak Kur’an’dan başlamışlardır. Müslümanların Kur’an tarihiyle ilgili bilgilerinin doğruluğundan şüphe duyan oryantalistler Kur’an’ın tarihî arka planını septik bir yaklaşımla yeniden inşa etmeyi hedeflemişlerdir. Oryantalistler bu iddialarını bilimsel açıdan güvenilir delillerle ispat edemediklerinden farklı spekülasyon ve hipotezlere dayanmak zorunda kalmışlardır Bunlar, bu hipotezlerinde her biri ayrı bir iddia ortaya attığından elde ettikleri veriler gelişimsel bir birikim oluşturamamıştır. Kur’an-ı Kerim’le ilgili iddialarını ve hipotezlerini bilimsel olarak ispat edemeyen müsteşrikler bu defa İslam dininin ikinci kaynağı olan hadislere yönelmişlerdir. İslam dininin temel kaynaklarından olan Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflere ön yargı ve şüphe ile yaklaşan müsteşrikler bu yaklaşımın benzerini İslâmî ilimlerin önemli bir kaynağı olan cahiliye şiirine de yansıtmışlardır. Zira Kur’an-ı Kerim’in kaynağına şüphe ile yaklaştıktan sonra cahiliye şiirinin uydurma olduğunu iddia etmek İslâmî ilimleri kaynaksız ve referanssız bırakmak demektir. Bu bölümde cahiliye şiirinin şüpheli ve uydurma olduğunu savunan Nöldeke, Ahlwardt, Margoliouth ve Taha Hüseyin’in görüşleri ve dayandıkları deliller ele alınacaktır

Nöldeke2 ve Ahlwardt3
Margoliouth4 ve Taha Hüseyin
Cahiliye Şiirinin Orijinal Olduğunu Savunanlar
James Lyall5 ve Krenkow6
Erich Braunlich7
Ömer Ferrûh
Şevkî Dayf
Fuat Sezgin’in Yaklaşımı
Ferezdak
Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.